YÜKLENİYOR...

Şehvet ile ilgili sözler

Şehvet organının, dilinin ve karnının şerrinden korunan kimse, tamamen korunmuştur.      Hz.Muhammed (s.a.v.)

Fakat hiddet ve şehvet insanı şaşı yapar. Ruhu doğruluktan ayırır. (1/333)

Ey gönülden günah işlemeye istekli olan, nefsanî arzularını gizlice tazeleyen kişi, sen, imanı tazele, fakat yalnız dilinle
söyleyerek değil de kalbinle tazele.
Nefsanî istekler, şehvani arzular tazelendikçe i-man tazelenmez, çünkü şehvetin nefsin dileğine uymak Hakk kapısını kapar, kilitler. (1/1070-1071)

Kimin canı, şehvetten, hiddetten, nefsanî arzulardan arınmış, temizlenmişse, o kimse mana âlemini ve mana sarayını çabucak görür. (1/1396)

Can ayağına batmış, nefsanî istekler dikeni, şehvet ve hiddet dikenini çıkarmadıkça gözün kararır, göremezsin. Bu halde nasıl dönüp dolaşacaksın? (1/1970)

Sevgi, incelik, acımak insanlık huyudur, insanlık vasfıdır. Öfke ve şehvet ise hayvanlık huyudur, hayvanlık sıfatıdır. (1/2436)

Cenâb-ı Hakk Hârut ile Mârufa "Eğer siz nurdan yaratılmış masum melekler iseniz, şeytan tarafından aldatılmış ve günaha girmekle yüzleri kapkara kesilmiş kişileri görmeyin.
Ey gökyüzü ordusu, ey benim meleklerim, şükredin ki, sizler şehvetten, cinsel isteklerden kurtulmuşsunuz.
Eğer insandaki şehveti size de verecek olsam, artık gökyüzü sizi kabul etmez. 
Şehvet ateşi su ile sönmez; çünkü kıvrandırmak, azap etmek bakımından onda cehennem huyu vardır.
Şehvet ateşinin çaresi nedir? Din nurudur. Nasıl ki cehennem mümine; "Ey mümin, çabuk geç, senin nurun benim ateşimi söndürüyor!" diyecektir. (1/3699-3700)

Şehvet ateşi eksilip bitmez. Ona dilediğini vermemekle eksilir.
Bir ateşe odun attıkça, o ateş hiç söner mi? Hiç odunu yakmaz olur mu?

Fakat odun atmazsan, ateş söner. Allah'tan korkmak, çekinmek şehvet ateşine su serper. (1/3703-3705)

Namaz ehli olmayanı, gönül namazı kılmayanı öfke rüzgârı, şehvet rüzgârı, tama' rüzgârı kapıp götürür. (1/3796)
Şehvete kul olan, köle olan kimse Allah'ın indinde kölelerden, çalınıp satılan esir1 ^rden daha değersizdir.
Çünkü harp esiri yahut satın alınmış bir köle, e-fendisinin bir sözü ile kölelikten çıkar, hür olur. Hâlbuki şehvet esiri olan kişi tatlı yaşar, fakat çok acılar çekerek ölür.
Şehvete kul olan kişi, Allah'ın lûtfundan, Allah'ın hususî nimetine erişmekten başka bir şeyle kulluktan kurtulamaz.
Şehvet öyle bir kuyudur ki, oraya düşenler, dibini bulamazlar; fakat bu düşüş cebir ve zulüm değil; onun günahı, onun nefsine uyması yüzündendir.
 
O, kendisini öyle derin bir kuyuya atmıştır ki, ben o kuyunun dibine ulaşacak ip bulamam. (1/3815-3819)

İlâhî feyiz ve mana kapısının afeti, şehvet ve nefsanî arzular, kötü istekler, kötü özlemlerdir. (2/10)

Hiddetinin, şehvetini yenerek dünya padişahlığından feragat eden, vazgeçen dervişi sen gerçek padişah bil ki, onun nuru ay ve güneş olmaksın da parlar durur. (2/1469)

Daha küçük iken "şehvet yılanını" nefsanî mücadele ile öldür, yoksa o büyür, başına ejderha kesilir. (2/3472)
Şehvet, pak ve temiz kişilerin, yani peygamberlerin ve velilerin kuludur. Şehvetin ateşi altın gibi saf ve temiz olan varlıkları yakamaz.
Kâfirler kalp akçe gibidirler. Temiz ve pak olan erler ise altın gibi olmuşlardır. Bu iki grup da şehvet âlemi olan dünya potasının içindedirler.

Kalp olan potaya girince hemen kararır, simsiyah olur. Fakat altın potaya girince onun altınlığı meydana çıkar. (4/819-821)

Akıl, şehvetin zıddıdır; şehvete esir olmuş kişiye akıllı deme! (4/2301)

Halkın ölümsüz diriliğe kavuşmasını istiyorsan, şu dört kötü kuşun başını kes, kes de; diriliği geçici olan şu halkı ölümsüzlüğe kavuştur. Bu dört kuş; kaz, tavus, kuzgun ve horozdur. Kaz; hırs, horoz; şehvet, tavus; mevki, kuzgunsa; dilektir. (5/38-44)

Adem'in sürçmesi, mide ve şehvet sebebiyle oldu; ama iblisinkiyse kibir ve mevki hırsından!
 
Âdem, istiğfar ile lutfa nail oldu. Melun şeytansa kibrinden tövbe etmedi. (5/520-521)

Eğer şehvet, soyu üretmek için lazım olmasaydı, Hz. Âdem ondan utandığı için kendini hadım ederdi. (5/941)

Şehvet isteği, gönlü sağırlaştırır, körleştirirse, eşeği bile ona Yusuf gibi nurdan yaratılmış, yakıcı bir ateş parçası olarak gösterir.
Şehvet ateşi ile sarhoş olmuş ne kadar insan vardır ki, düşüşlerinin farkına varmazlar da, yine şehvet peşinde koşarlar. Kendilerini de mutlak nur sanırlar.
Ancak Allah'ın seçkin kulu ve onun sevgisinin cezbesine kapılmış bendesi böyle değildir, o kul, Allah'ın inayeti ile doğru yola düşer ve tali'inin günah yaprağını sevaba çevirir, ateşten kurtulur.
Böyle olan kul, o ateş hayalî bilir; o hayalîn, hakikat yolunda iğreti olduğunu anlar.
Şehvet hırsı, çirkinlikleri bile güzel gösterir. Hakikat yolcuları için yol afetleri içinde, şehvetten daha beteri yoktur.
Şehvet yüz binlerce iyi adı, kötüye çıkarmıştır. Yüz binlerce akıllı, fikirli adamı şaşkın bir hâle getirmiştir, yolundan sapılmıştır.
O iğrenç duygu, bir eşeği Mısır Yusuf'u gibi güzel gösterirse, gerçek bir Yusuf'u nasıl gösterir?
Şehvet yemeden, içmeden meydana gelir. Az ye, az iç yahut da kadınla nikahlan da kötülüklerden kaç...
 Yedin, içtin mi, şehvet seni harama doğru çeker, götürür. Ele gireni elbette harcamak gerek.
Şu hâlde nikâh, şeytanının seni şehvet belâsına düşürmek için "Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh" (=Allah'tan başka kimsede kuvvet ve kudret yoktur)ı okumaya benzer.
Mademki yemeye, içmeye düşkünsün, vakit geçirmeden bir kadınla evlen, yoksa kedi gelir, yağlı kuyruğu kapar, gider. (5/1365-1376)

Kimin huyu, meşrebi şehvet ve boğazsa; "Sizin dininiz sizin, benim dinim benim." ayeti sanki onun için nazil olmuştur. (5/3940)

Hırsı, şehveti, öfkeyi terk etmek erliktir. Ve bu peygamberlik damarıdır. (5/4035)

Nefis atının kuyruğu şehvettir. (6/1121)

Şehvetini yemeden içmeden kestin mi, o şehvet yüce, şerif olan akıl tarafına yönelir, seni o tarafa doğru çeker götürür. (6/1123)