YÜKLENİYOR...

Mevlana'nın Aşk İle İlgili Şiirleri

Şu insanlardan hangisi ben'im?

Hele sen şu kavgayı, gürültüyü dinle,

ağzıma, sözüme kulak asma.

Hem sen beni elden çıktı bil.

Yoluma kadeh madeh koyayım da deme.

Önüme ne çıkarsa tuzla buz ederim.

Hem ben tıpatıp sana benzerim.

Ağlarsan ağlarım,

gülersen gülerim.

Asıl sen vardın ortada,

ben senin elinde bir ayna.

Sen yeşillikte bir ağaç,

ben senin gölgen.


Ben senin gôlgen olduktan sonra

hemen gider kendime bir dost ararım

kurmak için yanında çadırımı,

ararım bir taze gül fidanı.



Sonra sâkinin kapısına varır,

vurur testimi kırarım.

Sonra oturur bardak bardak içerim

ciğerimden akan kanı
Hz. Mevlana
 

 
Yürü, can gözünü aç,

şu âşıklara bir bak hele:

Nasıl sarmaşdolaş, gönül gibi bir şey olmuşlar,

nasıl gelmişler can gibi

elsiz, ayaksız hale.


Bahçeden daha güler yüzlü onlar,

gülden daha güler yüzlü.

bilgiden daha doğru,

akıldan daha hünerli,

serviden daha hür.

Ölmezlik suyundan daha arı, duru.



Hep zerreler gibi hovardalar.

Güneş onlara kaftan.

Balçığa ayak basmışlar,

baş komuşlar gönül dizine.

Kanların üzerinden geçmişler,

kan denizlerin dalgaları arasından.

Etekleri gene tertemiz;

bir şey bulaşmadan eteklerine.

Diken içindeler,

ama gül gibiler.

Hapisteler,

ama şarap gibiler.

Balçık içindeler,

ama gönül gibiler.

Gece içindeler,

ama sabah gibiler.


Sen onların şarabını bir iç de gör:

Naıl birdenbire ferah olur, aydınlanır yüreğin,

birdenbire nasıl unutulur her şey,

nasıl birdenbire gözlerinin içi güler.

 Hz. Mevlana



Aya öfkelenmişim ben,

işte böyle kapkaranlık bir gece olmuşum.

Padişaha kızmışım,

çırılçıplak bir yoksul olmuşum.


Güzeller sıltanı gel demiş,

evine çağırmış beni.

Ben bir yolunu bulmuşum,

yola baş kaldırmışım.



Sevgilim baş çeker, naz ederse,

gamlara atar, kararsız korsa beni,

bir kez olsun ah demem, inad için.

Ah'a da kızmışım ben.


Bir bakarsın altınla aldatırlar beni o.

Bir bakarsın şanla şerefle aldatırlar beni.

Oysa altın falan istemiş değilim ondan,

şanla şerefe hele çoktan boş vermişim.


Ben bir demirim,

mıknatıstan kaçıyorum.

Bir saman çöpüyüm ben,

mıknatıslara yan çizmişim.


Ben öyle bir zerreyim ki,

bütün âleme isyan etmişim.

Havaya, toprağa isyan etmişim,

Ateşe, suya isyan etmişim.

Altı yöne isyan etmişim.

Beş duyuya isyan etmişim.

Hava, toprak, ateş, su da neymiş ki,

altı yön de neymiş,

beş duyu da ne.

Benim için hiç bir şey umurumda değil.
 Hz. Mevlana

 
Kardeşim sen düşünceden ibaretsin,

Geriye kalan et ve kemiksin,

Gül düşünür gülüstan olursun,

Diken düşünür dikenlik olursun.
Hz. Mevlana
 


Göz gamın ne olduğunu bilseydi,

gökyüzü bu ayrılığı çekseydi,

padişah bu acıyı duysaydı;

göz gece demez gündüz demez ağlardı,

gökler yıldızlara, güneşle, ayla

gece demez gündüz demez ağlardı.

padişah bakardı ününe,

tacına, tahtına, tolgasına, kemerine,

gece demez gündüz demez ağlardı.


Gül bahçesi güzün geleceğini duysaydı,

uçan kuş avlanacağını bilseydi,

gerdek gecesi bu özlemi görseydi;

gül bahçesi hem güle hem dala ağlardı,

uçan kuş uçmaktan vazgeçer ağlardı,

gerdek gecesi öpüşmeye, sarılmaya ağlardı.



Zaloğlu bu zülmü görseydi,

ecel bu çığlığı duysaydı,

cellâdın yüreği olsaydı;

Zaloğlu savaşa, yiğitliğe ağlardı,

ecel bakardı kendine ağlardı,

cellât, yüreği taş olsa, ağlardı.


Kumru, başına geleceği duysaydı,

tabut, içine gireni bilseydi,

hayvanlarda bir parça akıl olsaydı;

kumru selviden ayrılır ağlardı,

tabut omuzda giderken ağlardı

öküzler, beygirler, kediler ağlardı.


Ölüm acılarını gördü tatlı can,

koyuldu işte böyle ağlamaya.

Olanlar oldu, gitti dostum benim.

şu dünya bir altüst olsa, aülasa yeri var.

öylesine topraklar altında kalmışım
 Hz. Mevlana
 

Allahım bu vuslatı hicran etme

Aşkın sarhoşlarını nalan etme


Sevgi bahçesini yemyeşil bırak

Bu mestlere bahçelere kasdetme


Dalı yaprağı vurma hazan gibi

Halkını başı dönmüş zelil etme


Kuşunun yuvasının ağacını

Yıkma da kuşlarını perran etme

Kumunu ve mumunu karıştırma

Düşmanları kör et de şadan etme

Hırsızlar aydınlığın düşmanıdır

Onların işlerini asan etme

İkbal kıblesi yalnız bu halkadır

Umut kabesin öyle viran etme

Bu çadır iplerini öyle katma

Çadır senindir eya sultan etme

Yok dünyada hicrandan daha acı

Ne istiyorsan et de onu etme
 
Hz. Mevlana