İş yaşamı içerisinde en büyük sıkıntı bağımsız-düzenci ayrımı yapılmaması yüzünden çekilir. Özellikle dokuz-beş saatleri arasında çalışılan yerlerde. Günümüzün en az sekiz saatinin geçtiği bir yer içerisinde bu metaprograma önem verilmemesi hiç de verimli bir sonuç doğurmaz. Kimi insanlar denetim altında ya da belirli kurallar dahilinde çalışmaktan hoşlanmaz. Serbest oldukları bir ortam içinde en yüksek performansı gösterirler. Bağımsız kişiler çoğunlukla bir biçimde kendi işlerini kurar. Bir firma içinde ise onlara özgürlük ortamı sağladığınız ölçüde verimleri artar.
Düzenciler daha çok ekip işlerinde başarılıdır. Kuralların en başından bilinir olmasını isterler. Çalışma ortamı sıcak, güvenli ve maaşı yeterli düzeyde olduğu sürece uzun yıllar aynı firmada çalışır hatta oradan emekli olurlar. Bağımsız kişileri ekip çalışması içerisinde dahil ettiğiniz zaman son derece rahatsızlık duyarlar. Çünkü başkalarına tabi olmak durumunda kalırlar. Girişimcilik ruhu bağımsızların en belirgin özelliğidir. Fakat şirketin düzeninin tıkır tıkır, aksamadan işlemesi düzenciler sayesinde olur.
Amerika'da yaşanan bir davayı anımsadım birden. Şirkete uzun yıllar başarıyla hizmet veren bir personel, kendisinin tümüyle sorumluluk üstlendiği üst bir pozisyona terfi ettirilmişti. Bu kişi, psikolojik çöküntüye uğradığını sebep göstererek kendisini ödüllendirdiğini düşündüğü işvereni dava etti... ve davayı kazandı. Amerika bu şekilde sonuçlanan garip davaların ülkesi. Burada önemli olan nokta işverenin çalışanların çalışma stratejilerine karşı olan duyarsızlığıydı. İşveren düzenci bir çalışanı bağımsız hale getirmeye çalışarak onun düzenini bozmuştu. Bağımsız insanlar yüksek maaşları ve unvanları olsa da, eğer kendilerini yaptıkları işte özgür hissedemiyorlarsa işi bırakıp gidebilirler. Onlar için önce iş özgürlüğü daha sonrasında ise maaş ve unvan gelir.
Düzenci çalışan için önce maaş ve unvan sonrasında ise iş ortamı rahatlığı gelir. Değerli bir bağımsız, sorumluluğunu üzerine aldığı takdirde bir düzenci kadar şirkete yararlıdır. Onu statüko içerisinde hapsetmek kimseye yarar sağlamaz.
Evlilik hayatı içerisinde de aynı şey geçerlidir. Bağımsız bir kadınla evli olan bir düzencinin durumunu düşünün. Koca akşam saat sekizde mutlaka yemek yenmesini istiyor. Kadın ne zaman acıkırsa o zaman yemek yenmesi taraftarı. Kadın geç saatlere dek kitap okumak istiyor. Sabah ise rahat bir şekilde işine gidiyor. Erkek belirli bir saat diliminde yatılmasından yana. Kadın arzu ettiği an sevişmek istiyor. Erkek ise pazartesi, çarşamba ve cumartesi günlerini cinselliğe ayırmış. Böyle bir evlilik sizce yürür mü?
Çocuğunuz bir bağımsızsa, ona sorumluluk duygusunu geliştirmesi noktasında yardımcı olun. Fakat onu, sizin disiplin anlayışınızı benimseme konusunda fazla zorlamayın. Çocuğunuz bir düzenci ise ona belirli zaman dilimlerinde çalışma alışkanlığı kazandırın.
Peki ya siz bağımsız mısınız yoksa düzenci misiniz? Diyelim ki egzersiz yapma kararı aldınız. Haftada üç gün belirli zaman dilimlerinde bir spor salonuna gitmeyi mi tercih edersiniz, evinizde bu disiplini kendi üzerinizde uygulamayı mı? Sizin için birinden biri uygun. Yalnızca sorumluluk gerektiriyor. Hayatın her alanında olduğu gibi. Unutmamalısınız ki sorumluluk, suçlamanın bittiği yerden itibaren başlar.
NLP eğitimleriyle ilgili detaylı bilgi için :
Antalya'daki NLP eğitimlerimiz için 0 (242) 323 73 15 yada 0 (505) 445 15 31 numaralı telefondan ulaşabilirsiniz.
İzmir'deki NLP eğitimlerimiz için 0 (232) 422 59 54 yada 0 (535) 667 32 24 numaralı telefondan ulaşabilirsiniz.
YAZAR
YORUMLAR